Yıllardır yoğun bi tempoyla bi curcunanın içinde çalışan ben; bu yeni halimi benimseyemedim bi türlü. Sakin bi ortamda çalışmak, günün yarısından fazlasını boş geçirmek pek bana göre bişey diilmiş gibi geliyo. Bünye alışık değil ya, bi yadırgıyo ister istemez. “Daha ne istiyosun” derdim bundan bir ay önce biri bana bu tarz şeylerle gelse. O yoğunlukta insan özeniyo boş boş durupta çalışıyorum diyenlere. Ama gel görki bu rahatlıkta biyere kadar. İnsan gerçekten sıkılıyo ve kendine iş icat etmeye başlıyo vakit geçsin diye. Garip bi nankörlük işte. İnsanoğluna yaranılmıyo her koşulda kısacası. Yapıcak bişey bulamayınca yazıcak bişeyler buluyım bari dedim ama oda olmadı. Bende böyle bişey bulamayışımı yazıyorum işte. İdare ediverin artık.. Vakit geçsin diye saatlerdir haberlere bakıp duruyorum internette. Hepsi iç karartıcı. İnsanın okudukça kaçıp gidesi geliyo bu ülkeden. Ama sonra bakıyosun dünya haberlerine; öyle kaçıp gidilecek bi yerde yok malesefki. Al birini vur ötekine. En güzeli magazin haberleri. Sanırsınki onlar ayrı bi dünyada yaşıyo. “Hayat sana güzel” dedikleri mesele bu olsa gerek. Hayat bi onlara güzel. ( Madalyonun görünen yüzüyle tabi. ) Kendi kendime iki dakikada şurda ünlülerin dedikodusunuda yaptım ya tamamdır artık. Sıkıntı boyutum ileriki safhaya ulaştı demektir, Allah kurtarsın 🙃
🙂
BeğenBeğen