Burak Aksak demek; otomatikman “Leyla ile Mecnun” demek çoğumuz için. Tamam hadi sizi bilemem ama benim için öyle yani yalan yok. Çünkü ömrü hayatımda! ( tam otuziki yıla denk gelir matematiksel olarak bence çok ve yeterli bi süreç bu ) izlediğim en harika diziydi Leyla ile Mecnun. Diziyi seviyorsak sahibinide severiz çünkü sayesinde sevmişizdir. O ne yapsa ve ne yazsa hep o tarz olur. Hep sevilir. Bunlar hep önyargı işte, bunlar hep alışkanlıkları sevmek, sevilene alışmak..
Yeni kitabının çıktığını duyunca çok sevindim o sebepten ötürü. Böyle değişik kafalar, enteresan olaylar geliyo, ooo süper, yaşasın, oleey diyerekten bi beklenti başladı. Gittim kitap fuarından bizzat kendi standından aldım üstelik. En acilinden okudum, bitirdim ve gördümki; aaa hiçte öyle hayallerimdeki gibi bi hikaye değilmiş. Üzgün surat ben 😦
Çünkü hikaye değilmiş, hikayelermiş aslında. Kısa kısa, birbirinden farklı bi dolu karakterden insanların öyküsüymüş.
Güzelmiydi? evet güzeldi tabikide. Altı çizilecek ve sağda solda atarlı yada özlü söz niyetiyle kullanılcak bi dolu kısım vardı. Ama yeterli değil gibiydi, bişeyler eksikmiş gibi, tamda bu diilmiş gibiydi. Çözemedim tamda neydi?
Belkide beklentilerle alakalıdır. Belkide kesin ondandır. Belkiler önemli. Belki okuyunca siz tamda bu diyceksiniz. Kimbilir.. Ozaman hadi okuyun. Herkesin belkisi kendine sonuçta…