Kurt Gölü.
Bir kitap daha biter ve kendimi burda bulurum. John Verdon hikayeleri güzeldir. Yani benim için öyledir. Cinayetler, polisler, katiller, ve olayları çözen o bildiğimiz ve sevdiğimiz dedektif Dave Gurney.
Bu defaki diğerlerine göre daha bi başkaydı hikayenin. Fikirlerine ve sezgilerine herzaman hayran olduğum eşi Madeleine diğer kitaplara oranla daha bir ön plandaydı. Hatta olayların bir kısmı O’nun üzerinden yürüdü. “Neden böyle davranıyor?”yada “neden böyle bir karakteri var?” diye sorguladıklarımızın cevabını bu kitapta bulduk. Meğer O’nunda garip ve zorlu bir geçmişi varmış. Yıllar boyu peşini bırakmayan. Aklından, kalbinden söküp atamadığı, yada korkup yüzleşemediği. Bu hikayede artık O’da kendini buldu ve rahat bi nefes alabildi.
Acaba öylemi oldu? Bazen gerçekleri bilmemek daha kolaydır çünkü. Kendimizce olumlu yanlar bulur avunuruz. Ama gerçeklerle yüzleşince o minicik umut ışığıda söner. Hangisi iyi peki gerçekten. Kendimizi kandırmakmı? Gerçekleri öğrenmekmi?
Her koşulda zor galiba hayat. O çile her türlü çekilecek. Şart.. Ölümlerden ölüm beğen hesabı.
Bu kitaptaki ölümleride beğenip, sebebini sonucunu öğrendiğimize göre; kalan sağlara selam olsun..